BENİ İSRAİL KİMDİR?
Merhabalar değerli Kardeşlerim.
Bildiğiniz gibi Beni İsrail adında bir başlık açmış ve bu
başlıkta bazı sorular sormuştum.Bu soruların da cevaplarını söz verdiğim gibi
yayınlamaya başlayacağım Allah izin verirse.
Öncelikle sizden bazı isteklerim olacak.Benim daha önceki
yazılarımı okuyanlar benim hangi çizgide bir düşünceye sahip olduğumu ve ne
yapmaya çalıştığımı anlamışlardır diye düşünüyorum.Aynı şekilde bu sorularımı
cevaplarken sizden yine aynı şeyi rica edeceğim.Nedir istediğim,Lütfen açık
fikirli olun.Burada yazacaklarımı kabul edip etmeme özgürlüğünüz tabii ki var
ama bu yazdıklarımın da bir araştırmanın ürünü olduğunu bilmenizi isterim.Ben
şahsen alternatif bir tarih yazma peşinde değilim, benim asıl düşüncem şu an
bize öğretilen tarihin aslında alternatif tarihin ta kendisi olduğudur.Çünkü
Kuran’da varlığı sabit yani Hakk olan peygamberlerin alternatif ve üretilmiş
bir tarih içerisinde nasıl gözden kaçırıldığını,yok sayıldığını,mitoloji ve
efsane yumağı kişiler haline getirildiklerini insanlara,inananlara ispatlama sorumluluğunu
almış bir kişi olarak bu araştırmaları yapıyorum…
Bu arada bir konuyu izah etmem
gerekiyor.Benim temel aldığım birinci kaynak Kuran’ın kendisidir ve içerisinde bize bildirilen
peygamberlerdir.Ben bu teorilerimi oluştururken Kuran’da adı geçen
peygamberlerin kıssalarını bir bütünlük içerisinde ve dikkatli bir okumayla
ortaya çıkarmaya çalışıp daha sonra alternatif tarihle karşılaştırmalar
neticesinde sonuca varmaya çalışıyorum..Bu araştırmalarım sonucunda şunu
rahatlıkla söyleyebilirim ki Kuran, dikkatli bir biçimde okuyanlar için
inanılmaz detaylar veriyor.İhtiyacımız olan tek şey,açık fikirli olmak ve
farklı bir bakış açısı o kadar…..
Sorularımı cevaplamaya başlarken şunu söylemem gerekiyor.Tek
amacım Allah’ın rızasını kazanmak,bildiğimi düşündüğüm bilgileri kardeşlerimle
paylaşmaktır.Başka da bir beklentim yoktur…
Giriş yazısını çok uzattığımın farkındayım,çünkü yazdığım
konular biraz iddialı konular olduğu için vereceğim cevapların daha dikkatli
düşünülmesi gerektiği için bu kadar uzun yazma ihtiyacı hissettim.
Cevaplarımı maddeler halinde vermeye çalışacağım.
ANAHTAR KELİME : İSRAİL
Bu konumuzda dikkat edilmesi ve bilinmesi gereken
hususlardan en önemlisi ‘’ İSRAİL’’ ismidir.Eğer bu kelimenin anlamı bilinmezse
emin olun bir çok konu anlaşılmaz hale gelir.Bu soruların cevabının anlamlı
hale gelebilmesi için bu kelimenin anlamı çok önemli.Bu yüzden ilk önce bu
kelimenin anlamıyla başlayalım.
İSRAİL ismi aslında iki parçadan oluşuyor.
Birinci parça ‘’İSRA ‘’,bu kelimenin manası da yürümek,yürüyüş anlamına geliyor ki,bu kelimenin anlamını da
bulunabilecek ve güvenilebilecek en iyi sözlük olan bir kitapta buldum.Ben bu
ismin anlamını Kuran’da buldum hem de bir surenin içinde.Hani Kuran’da İSRA
SURESİ diye bir sure var,işte orda yazıyor anlamı.Sure,Peygamberimizin bir gece
yaptığı yürüyüşten dolayı bu anlamı almış,genelde çeviriler bu kelimeyi gece
yürüyüşü olarak veriyor ama İSRA kelimesinin asıl anlamı yürüyüş ,yürümek
manasına geliyor.Görüyorsunuz, Kuran kendi kendine sözlük görevi bile görüyor
Allah’ın izniyle.
Gelelim ismin ikinci parçasına yani ‘’ İL ‘’ kısmına…Bu
kelime ise bilinen tüm Sami dillerinde Arapça da dahil olmak üzere,Mezopotamya
kaynaklı tüm dillerde ‘’ İLAH ‘’ anlamına geliyor.
Toparlayacak olursak eğer
İSRAİL isminin anlamı ‘’Tanrıyla yürüyen yada Tanrıya Yürüyen ‘’
anlamlarına gelmekte.Yani temel de iki anlamda birbirini tamamlar nitelikte.
İSRAİL OĞULLARININ TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞI ve BİR İMPARATORLUĞUN
DOĞUŞU : YUSUF SURESi
Bu ve bundan sonra yazacağım tüm konuların daha net
anlaşılabilmesi için öncelikle Kuran’da geçen YUSUF SURESİ’nin kesinlikle
dikkatli bir biçimde okunması gerekiyor.Çünkü bu sure İsrail oğullarının kim
olduğunu ve tarih sahnesine çıkışlarının
nasıl olduğunu net bir biçimde anlatıldığı tek sure.Yusuf suresi manevi
anlamda alt mesajlarla dolu bir sure olmasının yanı sıra tarihi bilgiler ve
koordinatlar vermesi açısından da çok zengin bir içeriğe sahip.Dikkat edilirse bu
sure Yusuf peygamberimizin çocukken gördüğü bir görüntünün anlatılmasıyla
başlar.Ayeti hatırlayalım
‘’ Hani Yusuf babasına demişti ki: Babacığım,
rüyamda on bir yıldızla, güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki onlar bana secde
etmektedirler…’’
( YUSUF SURESİ : 4 )
Bana göre bu ayet sure içinde ki en kilit ayetlerden birisi.Yusuf
kıssasının bu ayetle anlatılmaya başlamasının en büyük hikmetinin,Allah’ın
Yusuf’un yaşadığı toplumu bize anlatmaya çalışması ve bilmemiz gereken ipuçlarını
vermesi olduğunu düşünüyorum.Burada verilen en önemli ipucu ise o dönemde
içinde yaşanılan inanç şekli ve hatta içinde yaşadığı devleti anlamamızı
sağlayan bilgilerdir.
Çünkü Yusuf peygamber rüyasında Güneş,Ay ve on bir
yıldızın kendisine secde ettiğini görmüştür.Burada Yusuf peygambere secde
edenler aslında içinde bulunduğu dönemde gerçek anlamda kendilerine tapınılan
nesnelerdir,bakın burayı yanlış anlamayın yaşadığı yerdeki inanç şekli değil
yaşadığı dönemdeki inanç şeklinden bahsediyorum,çünkü Yusuf Peygamber babası
Yakup peygamber ile beraber tevhid inancının hakim olduğu bir yerde yaşarken
bir müddet sonra kardeşleri tarafından ihanete uğruyor ve toprağından uzaklar
da başka bir ülkeye satılıyor hatırlarsanız…
Ayrıca başka bir ipucu da Yusuf
peygamberin Bünyamin’e ceza verirken uyduğu şeriatla,kendi yaşadığı toplumun
şeriatının farklı olduğudur.Burada Allah Yusuf peygambere bir yol göstererek
Bünyamin’i nasıl alıkoyacağını bildirmekte.Buradan da anlaşılıyor ki,Yakup
peygamberin yaşadığı devletle,Yusuf peygamberin yaşadığı devlet birbirinden farklıdır.
Çeviriler ve
tefsirlerde ki genel algı surenin sonunda secde edenlerin kardeşleri olduğu
gibi olsa da aslında burada kimlerin secde ettiği belirtilmemiştir.Çünkü ayette
Yusuf’un Anne ve Babasını tahta
çıkarması esnasında sadece kardeşlerinin secde ettiğine dair bir bilgi
bulunmuyor.Zaten yalnızca kardeşlerinin secde etmesi bana çok anlamlı
gelmemişti açıkçası.Onlar zaten Yakup peygambere tabilerdi çünkü.Peki secde
edenler kimler?
Orada başkaları da var emin olun. Yavaş yavaş oraya da geliyoruz.
‘’ Ana babasını tahtın üzerine oturttu, hepsi onun
önünde (Allah’a secde edip) eğildiler. O zaman Yusuf: -Babacığım! İşte bu,
önceden gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan, benimle
kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni hapisten çıkaran, sizi çölden
getiren Rabbim bana çok iyilikte bulundu. Gerçekten Rabbim dilediğine lütfeder,
O şüphesiz bilir (ve en iyi) hükmü verir, dedi…’’ ( YUSUF SURESİ :
100 )
Ayrıca burada dikkat edilirse önünde secde edilen ( boğun
eğilen ) kişi Yusuf peygamber değildir,burada tabii olunan kişi Yakup
peygamberdir.
Eğer buradaki olayı dikkatli bir biçimde göz önüne getirip yorumlamak
gerekirse , bariz bir biçimde Yakup peygamberin bir hükümdar olarak tahta çıkma sahnesi anlatılmaktadır.Genelde
bu olay sembolik olarak algılanıyor Yusuf peygamberin saygı ifadesi olarak.
Peki bu arada Yakup ve Yusuf peygambere tabii olan,ve
Güneş-Ay–Yıldızlara tapanlar kimlerdir,burada kastedilen toplum tarihte kimlere
karşılık gelmektedir?
Tabii ki Sümerler.
Eski çağlar da güneş,ay ve yıldızlara
tapma kültünün zirve yaptığı ve kendisinden binlerce yıl sonra bile etkisinin
devam ettiği medeniyet.Şahsen ben hiçbir
zaman Kuran’ın bu büyük kavmi ve inançlarını pas geçeceğini
düşünmemiştim.
Düşünün,insanlık tarihi,medeniyet tarihi,yazı,takvim,matematik,Güneş-Ay-Yıldızlara
tapma kültü yani şirk inancı hepsi bu kavimle başladı.Nuh Tufanından önce bile
var olan bir kavimden bahsediyorum.
Bir
de bir konuyu hatırlatmam gerekiyor,Hz.İbrahim de hak mücadelesini bu üçleme
inancına sahip insanlar arasında yapmıştı.Zaten Hz.İbrahim ve Hz.Yusuf arasında
da çok fazla bir zaman farkı yok.Aşağı yukarı 100 veya 150 yıl gibi bir zaman
var aralarında.Şunu da unutmayalım ki Hz.İbrahim’in toplumunun helak olduğu
hakkında bir bilgi yok Kuran’da,yani inanç şekillerini hala sürdüren bir
toplumla karşı karşıyayız.
Bizde şöyle bir beklenti var sürekli Kuran’la ilgili,her şeyi isim isim adres adres
görmek istiyoruz,detaylar niye yok diyoruz,hangi yıl oldu diye merak ediyoruz
her şeyi.Kusura bakmayın ama biraz terlemeden olmuyor bu işler.Gelelim konumuzla
ilgili en önemli karaktere.
HZ.YAKUP
( İSRAİL ) :
Hz.Yakup,bildiğiniz gibi İbrahim peygamberin torunlarından
biridir ve Yusuf peygamberin de babasıdır.
Hz.Yakup’un en önemli özelliklerinden birisi de İsrail oğullarının
başlangıç noktası yani atası olmasıdır.
Yakup peygamberin lakabı da İSRAİL'dir. ve bu İsrail lakabını Yakup peygambere Allah bizzat vermiştir.Kuran’da
bazı ayetler de Yakup peygambere adı ile değil de bu lakapla değinilmektedir.Örnekler
:
‘’ İşte bunlar, Allah'ın
kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in soyundan ve gemide Nuh
ile beraber taşıdıklarımızın neslinden, İbrahim ve İsrail'in soyundan, hidayete
erdirdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdir. Kendilerine Rahmân (olan Allah)ın
âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı…’’
(
MERYEM SURESİ : 58 )
‘’ Tevrat indirilmeden önce,
İsrail (Yakub)in kendisine haram kıldığı dışında, yiyeceklerin hepsi
İsrailoğullarına helal idi. De ki: "Eğer doğrulardan iseniz, haydi
Tevrat'ı getirip okuyun…’’
( AL-İ İMRAN SURESİ : 93 )
Bana göre bu
lakap bile Allah’ın geleceğe yönelik mucizelerinden birisidir.Çünkü İsrail
kelimesinin Tanrıyla yürüyen,Tanrıya yürüyen anlamlarını dikkate alırsak konu
daha net anlaşılır.Çünkü sonra gelen peygamberlerin neredeyse tümü
İsrailoğulları içinden çıkmıştır,aslında İsrail oğullarının üstün kılınmasının
asıl anlamı da budur,insanlara hidayeti ulaştıran,Hakka doğru yürüyen
peygamberlerin ve nesillerin bu kavimden çıkması.Zaten Meryem suresi 58’de bu
konu hakkında bilgi verilmektedir.
Yukarıda Yusuf Suresi 100.ayette aslında bize Yakup
Peygamberin tahta çıkışının anlatıldığını ve içinde yaşadığı toplumun Yakup
peygamberin hakimiyeti altına girip ona tabii olduklarını izah etmiştim.Evet bu
ayette bariz bir şekilde İsrail oğullarının tarih sahnesine çıkışı anlatılmakta,peki
ama bu ne anlama geliyor.?
Ben bu yazımda Kuran’da ki tarihe göre izah etmeye çalıştım her şeyi .Bu arada bize anlatılan alternatif tarihte ise aynı anda bizim başka bir isimle bildiğimiz
dünyanın gördüğü en büyük,en güçlü ve en zengin imparatorluklarından birisi de
tarih sahnesinde ki yerini almış oldu.
Kimlerden mi bahsediyorum ? Tabii ki , ASURLAR’dan ….
Devam edeceğim Allah izin verirse.